Meditasyonda Zihin Nasıl İşler?
+Zihin farkındalığı ve Meditasyondan beklentimizi saatte 300 km hızla giden bir arabanın 3 km hıza düşmesine benzetebilirsiniz. Yani hayatımız çok hareketli ve akıcıdır. +Zihin tek bir kavramdan ziyade bedenle ilişkilidir. Bundan dolayı zihniniz ile başladığınız yolculukta bedeniniz sizi istikrarlı yapandır. +Düzenli olarak bedenen yaptığınız çalışmalar size meyvesini zihnen huy olarak sunacak ve beden-zihin kompleksindeki ilişkide bir adım ilerlemiş olacaksınız. +Endüstri çağının sonucu olarak kopmuş olduğunuz doğaya geri dönmek için meditasyona başvuruyorsunuz.
Uzun yıllardır zihin üzerine araştırmalar yapılmış hatta gelenekler bile oluşmuştur. Zihin ve bedenin birbiri üzerine etkileri vardır. Örnek verecek olursak kapalı havalarda daha bunaltıcı bir ruh hali içerisinde oluyoruz (kendim adıma konuşmam gerekirse ben daha mutlu oluyorum fakat örnek olduğu için bu genellemeden gideceğim). İçerisinde olduğumuz ruh halimiz bedenimizde yansıyor; azalan ağrınız artıyor, olmayan ağrınız ortaya çıkıyor, depresif bir hale bürünüyorsunuz, bir nevi dünyaya kötümser gözle bakıyorsunuz ve sonrasında vücudunuzdan sağlıklı olmasını bekliyorsunuz.
Peki biz zihnimizi anlamadan bedenimizi anlayabilir miyiz? İşte bu noktada yakın dönemde popülaritesi artmış ve üzerine çokça araştırmalar yapılan/hala devam eden ‘mindfulness’ kavramı ortaya çıkıyor. Bu yazıda tamamen derinlemesine bakmasak da mindfulness sadece hareketsiz kalıp düşünmek ya da yoga matında oturmak anlamına gelmez. İstikrarınızı koruyarak gerçekleştirdiğiniz şeyler (düzenli spor, diyet, uyku düzeni hatta nefes alıp vermek) sırasında mindful olmanız mümkündür. Tabi anlatıldığı kadar kolay değildir. Hadi birlikte bunun sebebini irdeleyelim.
Zihin farkındalığı ve Meditasyondan beklentimizi saatte 300 km hızla giden bir arabanın 3 km hıza düşmesine benzetebilirsiniz. Yani hayatımız çok hareketli ve akıcıdır. ‘Hiçbir şey yapmadım, bütün gün yattım’ gibi cümlelerle gününüzü geçirseniz de zihniniz arka planda çalışıyor. Durmaksızın devam eden bu sistem çoğunlukla dönemin en gelişmiş yapısına benzetiliyor. Daha kaba bir tabirle ‘bilgisayar gibi’ şeklinde söylendiğini duymuşsunuzdur. Ama bu somutlaştırmada, bilgisayarda dosyalarınızı kolayca düzenleyebilirken, zihninizde bunu yapmanızın biraz daha karmaşık olduğunu belirtmemektedir. Çünkü zihin tek bir kavramdan ziyade bedenle ilişkilidir. Bundan dolayı zihniniz ile başladığınız yolculukta bedeniniz sizi istikrarlı yapandır. Oto-disiplin oluşturmadaki zorluk bedeninizdeki ruh halinin, zihninizdeki huya dönüşmesine deyin geçen süredir. Düzenli olarak bedenen yaptığınız çalışmalar size meyvesini zihnen huy olarak sunacak ve beden-zihin kompleksindeki ilişkide bir adım ilerlemiş olacaksınız.
İçerisinde bulunduğunuz çağın getirisi olarak erken yaşlardan itibaren strese maruz kalıyorsunuz. Büyük-küçük demeden herkes buna maruz kalıyor! Gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı, iş bulma stresi, istediğiniz hayatı yaşayamama stresi diye upuzun bir liste çıkartılır. Fakat buradaki amacımız bu değil. Bunlardan uzaklaşmak, endüstri çağının sonucu olarak kopmuş olduğunuz doğaya geri dönmek için meditasyona başvuruyorsunuz. Ve burada kendinizi doğayla iç içe, çevrenizdekiler ile bağlantıda kalmayı buluyorsunuz. Yapmış olduğunuz interoseptif çalışmalar sayesinde yaşamla daha kolay baş edebiliyorsunuz.
Ağaç yaş iken eğilir atasözüne biraz perspektifinizi değiştirip bakalım istiyorum. Yaşadıklarınız, gördükleriniz, yaptıklarınız sizi şekillendiren olaylardır ama her zaman pozitif olmayabilir. İşte burada travmalar devreye giriyor. Sinir sisteminizi olumsuz yönde etkileyen bu olaylar sonucu kendinizi baskılamaktasınız. Küçüklükten gelen bu baskılama yerini kapatmaya bırakıyor ve tıpkı yerdeki bir toz parçacığını halının altına süpürür gibi iç benliğinizi kendinize kapatıyorsunuz. Bu içsel baskılama, kapatma, bölünme ise bütünleşmenizde sıkıntı çıkartıyor.